Depremin Kuran ve Hadisler ve Kahinlerdeki İşaretleri adlı yazımızda detaylı bilgi aktaracağız.. Deprem, doğal bir afet olarak bilinirken, İslam’ın temel kaynaklarında da, yani Kuran’da ve hadislerde de yer bulmuştur. Hem bu kavramın doğrudan geçtiği ayetler hem de bazı hadisler, depremlerin dünyevi ve uhrevi boyutlarına dair detayları ve İslam’ın bu olaya bakış açısını bizlere sunar.
Kuran’da Deprem ile ilgili Ayetler
Kuran, depremin çeşitli vesilelerle gerçekleşen bir olay olduğunu, bunun hem insanları uyandırmak, hem de kıyamet alametleri arasında olduğunu vurgular.
Zelzele Suresinde geçer. Kuran’da “Zelzele” adında bir sure bulunmaktadır ve bu sure, ismini deprem anlamına gelen “zelzele” kelimesinden alır. Sure, kıyamet gününde meydana gelecek büyük depremi tasvir eder: “Yer, sarsıntısını (depremini) yaşadığı zaman, Yer, ağırlıklarını dışarı atıverdiği zaman…” (Zelzele, 99:1-2).
En’am Suresinde geçer. “De ki: “O (deprem), yeryüzünde bulunanların tümüne ansızın geliverir.” Allah’ın, dilediği kimseye mühlet vermesi hakkında seni kim haber verebilir?” (En’am, 6:31)
Hadislerde Deprem
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), hadislerinde depremlerin sebeplerini ve alametlerini anlatmıştır. Kıyamet Alametleri Arasında: Peygamberimiz (sav), kıyametin yaklaştığına işaret eden alametler arasında depremlerin de sıklaşacağını belirtmiştir. Bu bağlamda, depremler, dünyanın sonuna doğru insanların daha fazla şahit olacağı olaylardan biri olarak kabul edilir. Günahların Artması bir işaret olabilir. Bazı hadislerde, depremlerin artmasının toplumların günahlarının çoğalmasına bağlandığına işaret edilir. Bu durum, depremlerin aynı zamanda bir uyarı ve tövbeye çağrı olarak da algılanabileceğini gösterir. Deprem, İslami literatürde hem dünyevi bir olay, hem de uhrevi bir anlam taşır. Kuran’daki ayetler, depremlerin hem dünya hayatındaki anlamını hem de ahiretteki rolünü vurgular. Hadislerde ise, depremlerin toplumların manevi durumlarına, özellikle de günahların artmasına bağlı olarak artabileceği belirtilir. Bu, İslam’ın, depremlerin sadece doğal bir afet olmadığına, aynı zamanda toplumların ruh haliyle de ilişkilendirilebileceğine inandığını gösterir. Ancak, depremlerin neden meydana geldiği veya ne zaman meydana geleceği konusunda kesin bir bilgiye sahip olmadığımızı da unutmamak gerekir. Bu nedenle, bu tür olaylara karşı hazırlıklı olmak, önlem almak ve toplum olarak manevi değerlere daha sıkı sarılmak her zaman önemlidir.
Depremi Ön Gören Kahinler ve Kehanetleri
Dünya tarihinde pek çok kahin, kehanetlerde bulunmuştur. Nostradamus ve Baba Vanga gibi ünlü kahinlerin kehanetleri arasında, bazen doğal afetlerle ilgili öngörüler de bulunmuştur. Depremlerle ilgili olarak bu kahinlerin ne söylediğine kısaca bakalım:
Mesela 16. yüzyılda yaşamış olan Fransız kahin Nostradamus, dize şeklinde yazılmış kehanetlerle tanınır. Nostradamus’un yazdığı dört dizeden (quatrain) bazıları doğal afetleri işaret edebilir. Ancak bu dizelerin yorumu genellikle belirsizdir ve birçok olaya uyarlanabilir. Özellikle depremlerle ilgili direkt bir öngörüsü olduğunu iddia eden çeşitli yorumlar vardır. Fakat Nostradamus’un kehanetlerinin spesifik ve belirgin bir şekilde modern dönemlerde gerçekleşecek depremlere dair olduğunu söylemek zordur.
Bulgaristan doğumlu kör bir kadın olan Baba Vanga, 20. yüzyılda pek çok kehanette bulunmuştur. Geleceğe dair bazı öngörüleri, doğal afetlere, özellikle depremlere dair olmuştur. Ancak Baba Vanga’nın öngörüleri genellikle spesifik değildir ve tam olarak hangi dönemde, hangi yerde bir depremin olacağına dair net bir bilgi sunmaz ama depremleri açık seçik haber verir.
Bilimsel yaklaşanlar için söyleyelim; Kehanetlerin ve kahinlerin öngörülerinin bilimsel bir temeli yoktur. Geçmişte ya da gelecekte olabilecek doğal afetleri tahmin etmek için bilimsel araştırmalar ve verilere dayanmak en sağlıklı yaklaşımdır. Son yıllarda artan deprem aktiviteleri hakkında kesin bilgiler edinmek istiyorsanız sismoloji ve jeoloji uzmanlarına başvurmanız, bu alandaki bilimsel çalışmalara göz atmanız daha doğru olacaktır.